mandag den 15. august 2005

Kürt sorunu ne midir? - ROJAN HAZIM



Başbakan R. T. Erdoğan ”Kürt Sorunu” dedi! Ah aman, „oldu, gözlerimiz doldu“! Iyi, güzel de, bu söylevciliğin hiçbir kıymeti harbiyesinin olmadığı TC başbakanlarının benzer „nutuk“larıyla sabittir. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz! Söylenen „sözün“ niyet ölçüm zemini, pratiktir. Erdoğan ne yapacak, uygulamasına bakacağız!..
Başbakan’ın, hem de başkent Diyarbakır’da, Türk hakimiyetli „Türkiyeci“liğin sloganı haline gelen „tek bayrak, tek millet ve tek devlet“ haykırışlarının gölgesinde kalan bu “sözü”nü, ilk elde olumlu bulmakla birlikte, abartılı yorumlama zorlamaları hayret verici boyutlarda seyrettiği için bunu geçiyoruz.
Ancak kimi Türk basın mensubunun algılamakta güçlük çektiği „Kürt sorunu“ ile ilgili muhtemel meraklarını giderici ve aslında hiçte ütopya olmayan „Kürt hissiyatı“ da özce ve net olarak izah edilmelidir.
Türk basınının, ”pozisyonu net” olanların dışında kalan, ama yerini, safını belirlemekte zorlanan kimi yazar ve gazetecisi hala ikircimli ve soruyorlar, „nedir Kürt sorunu?”. Oysa yanıbaşlarında, Irak ”resmi sınırları” içinde, yani Kürdistan’ın güney parçasında çözüldüğü gibidir ”Kürt sorunu”!
O halde Kürdistan’ın kuzey parçasında da benzer gelişmeler olacak.
Çünkü Kürdistan bir ülkedir. En büyük parçası TC devletinin TSK’si [Türk Silahlı Kuvvetleri] tarafından işgal edilerek ilhak edilmiş ve sömürgeleştirilmiştir. TC’nin „resmi sınırlar“ı içindeki Kürdistan kentleri batıdan başlayarak şunlardır:
Sivas, Maraş, Adıyaman, Osmaniye, Antep, Kilis, Urfa, Diyarbakır, Malatya, Elazığ, Tunceli, Erzincan, Erzurum, Bingöl, Muş, Ağrı, Kars, Ardahan, Iğdır, Batman, Bitlis, Siirt, Şırnak, Hakkari, Van. Yani 25 büyük il. Bu illerde, bu coğrafyada yaklaşık nüfus 20 milyon. Batıya göç eden ve ettirilenler 10 milyon civarında. TC’nin „resmi sınırlar“ı içinde yaklaşık 30 milyonluk bir Kürt ulus nüfusu. Sadece TC döneminde sayısız kesintili „isyan“ vermiş ve son „isyan“ ile de savaşımı kesintisizleştirmiş bin yılların yerleşik halkı Kürtler.
Kürtlerin ülkesi yeraltı ve yerüstü madenleri bakımından zengindir. Bol akarsuludur. Sihri büyük Fırat, Dicle, Munzur ve Zap ırmakları Kürdistan’ın bedeninde paha biçilmez elmas aksesuarlardır. Başta Van Gölü olmak üzere büyük gölleri ve kendine yeter petrol rezervleri var. Uçsuz bucaksız ovaları, yüksek platoları, derin ve büyüleyici vadileri, erişilmez dağları, zengin bitki örtüsü ve sık ormanları ile bir doğa harikasıdır Kürdistan. Bugün TC’nin ürettiği elektrik enerjisi ve çıkardığı petrol Kürdistan suları ve topraklarından elde ediliyor.
Ne ki, Kürdistan bugün bir klasik sömürge statüsü ile TC tarafından idare ediliyor. Başta Kürt dili olmak üzere tüm kültür, sanat, edebiyat ve folklor, yasak çemberi içinde asimile, yağma ve talan ediliyor.
Kürtler kendi kaderlerine kendileri hakim olmak için bu köle yaşamına başkaldırmış ve özgürlük istiyorlar. Kürtler kendi coğrafyalarını TC işgalinden kurtarmak, kendi yurtlarında bağımsız bir devlet, özgür ve demokratik bir yaşam kurmak için çetin bir savaşım veriyorlar.
Kürt halkı adına kurtuluş savaşımı veren kişi, örgüt ve kurumlar, „terörist“ değil, birer özgürlük abideleridir.
Kürdistan’ın bağımsızlığı, Kürt ve diğer Kürdistan halklarının özgürlüğü ve mutluluğu için gencecik bedenlerini feda eden ve Kürtçesi „Pêşmerge“ olan efsanevi Gerilla, Kürdistan silahlı kuvvetleri ve güvenlik güçleridir.
Kürtler, politik başkenti Diyarbakır, kültür başkenti Hakkari olan bir devlet kurmak istiyor ve bunun için sınırsız bir bedel ödeyerek kararlı bir savaşım sürdürüyorlar.
Kürtler, kendi coğrafyalarında birlikte yaşayan tüm etnik topluluklara demokratik hak ve hukuk tanıyarak, özgürlük ve eşitlik vaad ediyor, Kürdistan Devleti’ni onlarla birlikte kurmak istiyorlar.
Kürdistan Devleti’nde, Kürtçenin yanısıra diğer etnik toplumların dilleri ile de eğitim yapılacak, Kürdistan bayrağının yanısıra, o etnik toplumların ulusal simgeleri saygı ve işlev görecek.
Kürdistan Devleti, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olarak, demokratik ve uygar dünyanın saygın bir üyesi olacak.
Kürtler, sivil ve askeri olarak haklı ve meşru bir savaşım veriyor ve ülkelerini TC zulmünden kurtarmak istiyorlar.
Kürtler, aş ve işten önce özgürlük istiyorlar.
Kürtler, TC devletinin bütün zalimliğine karşın, kurmayı amaçladıkları Kürdistan Devleti ve halk olarak, TC Devleti ve Türk halkıyla iyi komşuluk ilişkileri içinde ve barış içinde yanyana yaşamak istiyorlar.
Kürdistan ve Kürt sorunu işte budur!

ROJAN HAZIM
15 Ağustos 2005