Bakın devlet olarak istenmiyor ve
sevilmiyorsunuz. Hükümet olarak istenmiyor ve sevilmiyorsunuz. Meclis olarak
istenmiyor ve sevilmiyorsunuz. Partiler olarak istenmiyor ve sevilmiyorsunuz.
Keza sivil toplum kuruluşlarınız bile istenmiyor ve sevilmiyor. Hatta halk
olarak, Türk halkı olarak istenmiyor ve sevilmiyorsunuz. Ne kadar çirkin sıfat
varsa onlarla anılıyorsunuz. Neden, neden, neden bu kadar negatif bir sahadasınız...
Hiç düşündünüz mü? Haram olsun diyeceğiz, çünkü ne düşündünüz, ne de düşünecek
düşünceniz var. Pratiğiniz ortada...
Içte, [resmi sınırları kastediyoruz, çünkü
Kürdistan ülke olarak bu resmi sınırların içine zorla işgal edilerek dahil edilmiş,
sömürgeleştirilmiş] ne kadar farklı etnik topluluk, din ve mezhepler varsa sizi
sevmiyorlar. Bakın nüfusça egemen Türk etnik topluluğu nüfusuna yakın sayıda
olan Kürtler sizi istemiyor ve sevmiyor. Lazlar, Çerkezler, Arnavutlar,
Boşnaklar, Çingene-Romanlar, Gürcüler, Araplar, Ermeniler, Süryani-Kildaniler,
Aleviler, Hristiyanlar, Yahudiler, Êzidiler, Ateistler ve daha birçok kesim
sizi istemiyor ve sevmiyorlar. Neden, neden... Hiç düşündünüz mü? Hiç kafa
yordunuz mu?.. Yakın bölge devletleri, uzak bölge devletleri, dünya devletleri
sizi istemiyor ve sevmiyorlar. Neden, neden... Hiç tasa ettiniz mi?
Türkiye'yi cehenneme çevirdiniz, halklara zindan ettiniz, Kürdistan'ı kan gölü yaptınız ve bu operasyoncu politikalarınız, pratiğiniz devam ediyor. Bu iflah olmaz kaosçu meziyetiniz bir yana, bu ayrı bir yazı konusu... Spesifik olarak sizin için NO TURKEY diyen Suriye'li sığınmacılar konusu üzerinden sizi tarif etmek gerekir...
Bakın 2011'den itibaren Suriye'ye yönelik
güttüğünüz düşmanca politikalar yüzünden üç milyon [tabii bu rakam şüpheli!] Suriye'li,
TC devlet sınırları içine gelmiş ve sığınmış durumda... Dünyada birçok devletin
nüfusuna eşit veya daha fazla bir rakam bu gelen Suriyeliler... Hala çadırlarda
ve perişanlar. Bunlara insanca bir sığınma bile sunulmadı. Aksine Avrupa
Birliği devletlerine yönelik bir şantaj aracına dönüştürüldü bu Suriyeli
sığınmacı nüfus. Binlerce sığınmacı TC devletinin illegal mekanizmaları eliyle
Ege Denizi ve Akdeniz üzerinden Yunanistan ve diğer AB ülkelerine yasa dışı yol
ve yöntemlerle gönderildi. Yüzlercesi denizlerde telef oldu, daha doğrusu telef
ettirildiler... AB coğrafyasına tam bir "fetih seferi" anlayışıyla
kafilelerle gönderilen bu sığınmacıların yarıdan fazlası öldü... TC bu
sığınmacıları birer politik mayın gibi AB ülkelerine karşı patlatmaya hazır
tutuyor. Bu sığınmacıları AB üyeliği için bir kart gibi kullanma düşüklüğünü
yapıyor TC. Avrupa Birliği ile yapılan üç milyar euroluk antlaşma [sonradan
arttırıldı] bu Suriyeli sığınmacıların nasıl pazarlık materyali olarak
kullanıldıklarının kanıtıdır.
TC'nin Suriye hükümetine yönelik geliştirdiği çökertme stratejisi tutmadı, iflas etti ve aksine TC'yi sorunlu hale getirdi. Suriye'nin diktatoryal Baas rejiminin yıkılması sürecini en başta Suriye halkları ve dünya demokratik güçleri dayanışma halinde sürdürmek, geliştirmek isterken, TC bu hegemonik müdahaleci politikalarıyla süreci uzatarak rayından saptırdı.
TC Suriye'nin alacağı yeni demokratik federal
formu da sabote ediyor. TC Suriye halklarını felakete sürükledi ve yeni
demokratik ve federal bir Suriye'nin kurulmasını da engelliyor.
Nereden bakılırsa TC kendi içinde, çevresinde, dışında, bölgesinde, dünyada tecrit ve izole olmuş bir duruma gelmiştir. Bu sonucu yaratan bir yandan geleneksel TC devleti ve Türk halkının ırkçı şoven anlayış ve düşünceleridir, diğer yandan mevcut AKP hükümetinin gerici ve hegemonik yayılmacı politikalarıdır.
Kendilerini herkesin üstünde gören, en iyi
gören, en doğru gören, en büyük gören bu hastalıklı ve irrasyonel kafa
yapısının TC devletini getirdiği yer işte bu negatif sondur...
Bakın güya demokratik bir Suriye vaadiyle
ülkelerini terk ettirip TC içine çağırdığınız milyonlarca Suriyeli bile artık
TC'yi istemiyor, sevmiyor. Avrupa'ya gitmek istiyorlar, ama onları bizzat
çağıran TC'de kalmak istemiyorlar. Onlara hergün kuru nutuk çeken TC
hükümetini, başbakanını, cumhurbaşkanını istemiyor ve sevmiyorlar. TC'nin
onları kendi devlet çıkarları için kullandığını artık görüyorlar ve TC'yi
istemiyor ve sevmiyorlar...
TC devleti bir bütün olarak, halka hakim olan
şovenizm anlayışı, devlete hakim olan ırkçı, asimilasyoncu, jenosidçi anlayış ve
politikalar yüzünden rahat yüzü görmüyor ve bu anlayış, düşünce ve politikalar
sürdüğü sürece de rahat yüzü görmeyecek.
Bakın Suriyeli sığınmacılar sizin için resimde
görüldüğü gibi ne diyorlar? "No Turkey" diyorlar... Ne
istiyorlar, "We want freedom"
yani özgürlük istiyorlar... Sizin onlara verdiğiniz küflenmiş büsküvi ve makarnalar
karınlarını doyurmuyor... Onlar geleceklerini kaybettiler. Siz onlardan
geleceklerini aldınız... Onlar geleceklerini istiyorlar... Onlar geleceklerinin
sizinle olmayacağını görüyorlar o nedenle sizi istemiyorlar...
Bu No Turkey vurgusu
sizin için uyarıcı, ders çıkarıcı olabilir mi? Ümit edilir!..
Ne var ki, sizin haliniz,
pür melaliniz işte budur çevrede, bölgede ve dünyada... Siz istenmiyor ve
sevilmiyorsunuz...
Siz devlet olarak, halk
olarak "Persona Non Grata" ya da çoğul olarak "Personae Non
Gratae" durumundasınız.
Ne zaman sevilecek ve
isteneceksiniz?
Haleti ruhiyenize bakılırsa
gerçekten meçhul...
Ancak bir formülü var. Nedir o?
Düşüncenizi, anlayışınızı, yaklaşımınızı,
yani zihniyetinizi,
politikalarınızı, sisteminizi, pratiğinizi, velhasıl yaptığınız tüm kötülükleri,
yaşattığınız bütün acıları, yarattığınız tüm negatiflikleri tersine yani pozitife
çevireceksiniz, kendinizi baştan aşağıya ve köklüce
değiştireceksiniz, yenileyeceksiniz,
akıntılı temiz suda yıkanacak günahlarınızdan arınacaksınız, insan olacaksınız,
insanca davranacaksınız, insanlık kıblesine duracaksınız, işte o zaman belki
düzelecek, rahata, huzura kavuşacaksınız...
Sizi ancak siz, yani kendiniz kurtaracaksınız bu
kendi yarattığınız sorunlar yumağından, kendinizi yuvarladığınız dipsiz çukurdan...
O da ancak insan
olabilirseniz!..
ROJAN HAZIM
10 Nisan 2016